PSİKİYATRİ BURSA
"Mutlu İnsan için..."
Uzm. Dr. Mustafa Canbazoğlu
Psikiyatri Uzmanı - Psikoterapist
(0224) 246 03 46
Duygudurum Bozuklukları
Depresyon
Depresyon Nedir?
Depresyon, kendine özgü belirtileri olan, çok iyi tanımlanmış ciddi ve ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Herkes yaşamının bir döneminde hüzün, keder, mutsuzluk gibi duygulanımlar yaşayabilir. Bunlar genellikle yaşanan olaylarla ilişkili ve geçicidir. Oysa bazen bu duygulanımlar daha aşırı boyutlarda ve daha uzun süre yaşanırlar. Hatta bazen buna yol açabilecek belirgin bir neden de yoktur veya neden vardır ama gösterilen duygusal tepkinin süresi ve yoğunluğu beklenenden fazladır. Artık bu duygulanımlar yaşamla, kendimizle, çevremizle ilişkimizi bozmaya başlamıştır.
Depresyon en az 2 haftadır devam eden ve kişinin hayatını olumsuz şekilde etkileyen mutsuzluk, hayattan keyif almama ve çökkün duygu durumu halidir. Değersizlik, aşırı suçluluk, yalnızlık, üzüntü ve ümitsizlik duyguları ile öne çıkar. Depresyondaki kişide intihar düşünceleri de olabilir. Bu şikâyetler nedeniyle kişinin iş, özel ve sosyal yaşamı olumsuz etkilenmekte ve bu alanlardaki işlevselliği bozulmaktadır.
Depresyonun Belirtileri Nelerdir ve Kendimizde Depresyon Olup Olmadığını Nasıl Anlayabiliriz?
- Kendinizi, bir süredir hemen her gün (en az 2 hafta), yaklaşık gün boyu süren bir biçimde üzgün, kederli, morali bozuk, mutsuz, dertli, çaresiz, sıkıntılı, zavallı, neşesiz, sinirli, çökkün, boşluktaymış gibi v.b. olarak tanımlıyor ve hissediyorsanız.
- Eskiden zevk aldığınız etkinliklerin çoğuna karşı ilginizde azalma varsa veya artık bunlardan eskisi gibi zevk almıyorsanız.
- İştahınızda azalma veya artma varsa ve istemediğiniz halde kilo veriyor veya alıyorsanız.
- Hemen her gün uykusuzluk çekiyorsanız ya da aşırı uyuyorsanız, uykuya dalmakta güçlük çekiyor veya sabahları istemediğiniz halde erken uyanıyor veya gece sık sık uyanıyorsanız.
- Eskiye göre çok daha uzun süre uymanıza rağmen kendinizi yorgun hissediyorsanız.
- Hemen her gün yakınlarınızın da fark ettiği şekilde konuşmanızda, düşüncelerinizde ve davranışlarınızda bir yavaşlamadan yakınıyorsanız. Karar vermekte, etkinliklere başlamakta ve sürdürmekte güçlük çekiyorsanız.
- Yorgunluk, bitkinlik ve enerji kaybınız olduğunu hissediyorsanız.
- Cinsel isteğiniz azalmışsa.
- Bedeninizde nedeni bulunamayan ağrılar, nefes darlığı, yorgunluk, baş dönmesi, mide ve barsaklarda gaz, ishal-kabızlık dönemleri gibi yakınmalarınız varsa.
- Değersizlik, kendini beğenmeme veya küçük görme, kendini kınama, suçlama ya da suçluluk duyguları sizi rahatsız ediyorsa.
- Düşüncelerinizi belli bir konuya yoğunlaştırmakta güçlük çekiyor veya zihninizin karmaşık olduğunu hissediyorsanız, en basit konuda bile karar vermekte güçlük çekiyorsanız.
- Yineleyen biçimde “ölsem de kurtulsam” diye düşünüyorsanız veya aklınıza intihar düşünceleri takılıyor veya intihar planları yapıyorsanız.
Bunlardan birkaçı sizde varsa Depresyonda olma olasılığınız çok yüksektir. Bu saydığımız belirtiler de aslında depresyonun temel belirtileridir.
Depresyon durumunuzu test etmek için buraya tıklayın.
Depresyonun Başlıca Nedenleri Nelerdir?
- Kalıtsal yatkınlık
- Kişilik yapısı
- Olumsuz yaşam olayları ile karşılaşma
- Büyük üzüntülere neden olabilecek kayıplar ve yas
- İş yaşamı sorunları
- Evlilik ve aile içi sorunlar
- Hamilelik, doğum ve lohusalık süreci
- Fazla alkol kullanımı
- Bazı hastalıklar (Kanser, Multipl Skleroz, Sara, Parkinson Hast., AİDS vb.)
- Bazı ilaçlar (kalp, tansiyon ve migren ilaçları)
- Menopoz ve Andropoz dönemi
- Mevsim değişiklikleri
- Ülke ve şehir değiştirme, yeni yaşam koşulları
Depresyon Ne Sıklıkta Görülür?
Depresif insan kendisini yalnız ve çaresiz hisseder. Oysa tüm insanların yaklaşık beşte biri yaşamları boyunca en az bir kez depresyon geçirirler. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre herhangi bir anda dünyada 100 milyon insan depresyondadır. Yapılan çalışmalarda majör depresyonun hayat boyu görülme sıklığı erkekler için her 100 kişide 2 ila 12 arasında; kadınlar için ise her 100 kişide 5 ila 26 arasında bulunmuştur. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması’nda 12 aylık depresif nöbet yaygınlığı kadınlarda % 5,4, erkeklerde % 2,3, tüm nüfusta % 4,0 olarak verilmektedir. Görüldüğü gibi, depresyon oldukça sık görülen bir durumdur ve kadınlarda iki kat daha fazladır.
Depresyonda Cinsiyet Farklılığı Nasıl Açıklanabilir?
Kadınlarda depresyonun erkeklere göre iki kat fazla olması erkeklerin belirtilerini, alkol kullanımı, değişik eylemlerle dışa vurum davranışları şeklinde ifade etmesi, kadınların bu olanakları kullanamamaları, aynı stres etkeni karşısında daha yoğun belirtiler göstermesi biçiminde açıklanmaktadır. Diğer önemli bir açıklama da hormonal nedenler ve geleneksel kadın rolü ile ilgilidir. Ayrıca kadınlarda gebelik, doğum, premenstrüel dönem gibi biyolojik ve psikolojik olarak depresyona yatkınlık yaratan ek özellikler vardır. Cinsel ve fiziksel istismar da kadınları daha çok etkilemektedir.
Depresyon Tanısı Nasıl Konur?
Depresyon tanısı konmadan önce mutlaka bir hekim tarafından muayene edilmeniz ve ayrıntılı bir hastalık hikâyenizin alınması şarttır. Depresyon tanısı koyabilmek için anlatılan belirtilerin tamamının bulunması gerekmez. Yukarıdaki belirtilerden bir kısmı var ve işlevselliği bozacak kadar ağır ise ve başka nedenlere bağlanamıyorsa tanı konur.
Depresyon Tedavisi Nasıl Olmaktadır?
Depresyon tedaviye çok iyi yanıt veren ve sonunda tam olarak iyileşebilen bir hastalıktır. Oysa depresyon geçirenlerin çoğu durumlarının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu düşünmezler ve bu nedenle tedavi arayışı içine girmezler. Özellikle bizim toplumumuzda depresyon büyük oranda tedavi gerektiren bir hastalık olarak değerlendirilmez; sanki normal bir yaşam biçimi, kader veya kişilik özellikleri gibi görülür. Oysa depresyonda tedavi yardımı almak için, soğuk algınlığında olduğundan çok daha fazla neden vardır. Depresyon, ne bir akıl hastalığı ne de utanılacak bir durumdur.
Depresyon tedavisinin temelinde Antidepresan ilaçlar bulunur. İlaç tedavisi yanında psikoterapi uygulanması tedavi başarısını arttırabilir. Depresyonu olan kişilerde etkinliği kanıtlanmış ve başarı ile uygulanabilen psikoterapi yöntemi Bilişsel-Davranışçı Psikoterapidir. Antidepresan ilaç tedavisinin en az 6 ay sürdürülmesi uygundur. Bu ilaçlar kişinin sosyal yaşamını etkilemeksizin depresyonu tedavi eder. İlaç tedavisinin erken kesilmesi hastalığın tekrar nüks etme riskini arttırmaktadır.
Birçok insanın kafasında Antidepresan ilaçlarla ilgili özellikle şu sorular vardır:
- Bu ilaçlar üzerimde ağırlık yapar mı, beni uyuşturur mu?
- Bu ilaçları alırsam okula/işe gidebilir miyim?
- Sosyal yaşamımı sürdürebilir miyim?
- Bu ilaçlar bağımlılık yapar mı, vücudum buna alışır mı?
- Çok yan etkisi var mı?
- İlacı bıraktığımda daha mı kötü olurum?
Antidepresan ilaçlar uyuşturucu değildirler, alışkanlık ya da bağımlılık yapmazlar. Özellikle yeni grup ilaçlar sosyal yaşamı etkilemeksizin depresyonu tedavi ederler. Bazen bu ilaçlarla tedaviye başladığımız ilk 5 günü veya 1 haftası içinde bulantı, baş dönmesi, esneme isteği v.b. yan etkiler olabilir. İlacı bıraktığınızda daha kötü olma gibi bir durum söz konusu değildir. Bazı antidepresan ilaçların bırakılması sırasında “çekilme belirtileri” dediğimiz belirtiler olabilir ve bu da bize hafif bir rahatsızlık verebilir. Bu durum çoğunlukla 1-2 hafta içinde geçer. Uzman doktor denetiminde kullanılan antidepresan ilacın hemen hiçbir riski yoktur.
Depresyon ile Mücadele İçin Bazı İpuçları:
- Depresyon tanısı almışsanız, mutlaka konunun uzmanı olan bir profesyonele (Psikiyatri uzmanı) danışın.
- Depresyon ve başa çıkma yöntemleri konusunda mümkün olduğunca bilgilenin.
- Fiziksel ve sosyal çevrenizi ihtiyaçlarınız doğrultusunda yeniden düzenleyin. Olumsuz uyaranları ortadan kaldırın, olumlu ve destekleyici uyaranları eklemeye çalışın.
- Yatma, kalkma ve uyku alışkanlıklarınızı düzenlemeye çalışın.
- Bağışıklık sisteminizin güçlenmesi çok önemlidir. Bunun için beşlenmenize dikkat edin. Doğal besinler dışındaki yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
- Kafeinli içeceklere, alkollü içeceklere, uyuşturucu ve sakinleştirici haplara güçlü bir istek duyabilirsiniz. Bunlardan mutlaka uzak durmalısınız.
- Bir şeylerle meşgul olmaya ve çalışmaya gayret edin. Kendinizi bir yerlerde kapatmak, çalışmayarak meşguliyetsiz kalarak ve içinize kapanıp saklanmak, depresyonu arttıracaktır.
- İlaç tedavisinin en az 6 ay kadar süreceğini aklınızda tutun. İlaç tedavisi süresince düzenli kullanmanız ve ilk başlarda olası yan etkilere katlanmanız gerektiğini unutmayın.
- İlaç tedavilerinin etkilerinin çoğu zaman 2-3 haftadan sonra ortaya çıktığını aklınızda tutun.
- Depresyon çoğu zaman kişinin kendi kendine yenebileceği bir durum değildir. Bu sebeple “ilaçlar bağımlılık yapar, kullanma, kendi kendinin doktoru ol” gibi önerilerde bulunmayın ve bu tür önerilerde bulunanlara da itibar etmeyin. Depresyon ilaçlarının bağımlılık yapmadığını bilin ve bu konuda doktorunuza danışın.
Diğer tüm hastalıklar çeşitli yakınma ve belirtilerle kişinin kendini iyi hissetmemesine neden olurken, depresyonda, hastalığın kendisi başlı başına mutsuzluk, umutsuzluk ve kendini iyi hissetmeme halidir. Bu yanıyla depresyon, diğer hastalıklardan ne daha az önemsiz ne de daha az ciddidir. Kişinin hüzün ve umutsuzlukla dolan yaşamı en az kırık bir kol kadar engelleyici ve hatta çoğu kez ondan daha can sıkıcıdır. Kırık kola gösterdiğiniz önem ve ilgiyi asla kendinizden esirgemeyin. Umutsuzluk hastalığın kendisi olduğunda, umutsuzluğunuzu paylaşmak iyiliğe giden yolun ilk adımı olacaktır.